Dünya hızla yeni çağa giriş yapıyor. Yakın gelecekte mesleklerin ya bir kısmı olmayacak ya da bilinen şekillerde yapılmıyor olacak. Covid 19 son iki yılda yeni çağa geçişi çok daha hızlandırdı. Diş hekimleri olarak mesleğimizi henüz her ne kadar uzaktan online yapamıyor olsak ta kullandığımız malzemeler, teknolojiler, iş süreçlerimiz hızlı bu değişimlerden nasibini alıyor. Öncelikle iş akışlarının giderek daha fazla dijital olarak yapılmaya başlandığı bir gerçek. Araştırmacıların odağında ise, "gerek kişisel ağız bakımında kullanılan cihazlar, gerekse modern diş hekimliği eğitimi ve hastaların kliniklerde seanslarda yaşadığı deneyimler en üst seviyeye nasıl taşınır?" bu konular var.
Dünyamızı değiştiren dijital devrim, kayıtların elektronik olarak tutulması, verilerin analizi, yeni teşhis araçları, yeni önleme yöntemleri ve çeşitli tedavi seçenekleri ile diş hekimliğini de değiştiriyor ve geleneksel diş hekimliğinin yerine yepyeni bir bakış açısı katıyor. 21. yüzyılda etkisi büyük olacak yenilikçi teknolojilerden bazıları şunlardır:
Diş Hekimliğinde yeni bilgiler elde ettikçe, hastanın yaşı, tıbbi ve diş hekimliği açısından geçmişi, genomunu, duyarlılıkları, potansiyel rahatsızlıkları, hastalıkları belirlemek daha kolaylaşmakta, tedaviler kişiye, fizyolojiye, genetiğe özel yapılabilir hale gelmektedir.
"Canary" isimli elektrikli diş fırçası boyutunda bir cihaz ile, üç saniyelik bir tarama yapılarak, titreşen kırmızı bir lazer ışığı yardımı ile; bir röntgende görülemeyecek kadar küçük çatlakları ve çürükleri tespit edebileceğiz. Başka bir cihaz olan "S-Ray", dişteki çürükleri bulmak için hem dişleri hem de diş etlerini 3 boyutlu tarayarak ultrasonik bir harita haline getiriyor ve her iki sistem de hastalar zararlı radyasyona maruz kalmıyor.
Diş hekimliği alanındaki en önemli yeniliklerden biri de 3D baskının giderek yaygınlaşarak kliniklerde kullanılmasıdır. Hali hazırda kullanılan CAD/CAM (Bilgisayar Destekli Tasarım/Bilgisayar Destekli Üretim) teknolojisi ile diş hekimleri tedavilerinde fark yaratacak yeni çalışmalar içerisindeler. Hollanda'daki Groningen Üniversitesi'nde bir grup akademisyen, 3 boyutlu üretilen dişlere diş çürümesine karşı savaşan kimyasallar ekleyebilecek yapılar üzerinde çalışıyorlar.
Kuzey Carolina'daki Wake Forest Üniversitesi'nde bir ekip, canlı insan dokuları oluşturma amacıyla, canlı hücreler ve jel karışımı kullanarak insan vücudu parçalarını ve çene kemiğini oluşturma çalışmaları yapıyorlar. Ağız kanserleri sebebi ile doku kayıpları olan hastalar için umut verici bu çalışmalar fayda sağlayabilir.
Avustralya Queensland'deki Griffith Üniversitesi'nden Periodontist Saso Ivanovski, bir hastanın hücrelerinden aldığı örneklerle kaybolan çene kemiği ve diş eti dokusunun yerine yenilerini tasarladı. Geleneksel olarak, kalçadan veya çene kemiklerinden alınan kemik ve doku kullanılıyorken bu uygulama alana yepyeni bir çığır açabilir.
Yeni Nesil diş fırçaları artık sadece insanların diş ve ağız bakımlarını sürdürmelerine yaramıyor, eğlenceli ve bilgilendirici bir hale de geliyor. Jon Love'ın 13 Ocak 2022'de yayımladığı "Yeni Diş Fırçası Dizaynları, Yenilikler ve Teknolojiler" makalesinde yeni nesil diş fırçalarının bazı özellikleri olacak. Yeni fırçalarda Sürdürülebilirlik çevreye karşı daha duyarlı geri dönüşüme atılabilir fırçalar ve toprakta çözünebilen materyaller ile sağlanacak, Verimlilik dişleri daha kısa sürede temizleyen daha temiz sonuçlar veren fırçalarla sağlanacak ve en ilginci, Bağlanabilirlik ağız hijyen rutinlerini iyileştirmeyi hedefleyen akıllı telefon destekli, birbirleri ile iletişim kurabilen akıllı dental ürünlerle sağlanacak. Son yapılan çalışmalarda elektrikli diş fırçalarının daha etkili bir temizlik sağladığı görülüyor.
Arttırılmış Gerçeklik giderek daha çok duyduğumuz bir teknoloji. Diş hekimliğinde bu teknolojiyi hem hekimlerin eğitiminde hem de hastaların tedavi deneyimlerini zenginleştirmek için dünyanın farklı ülkelerindeki kullanmaya başladı bile.
Sanal Gerçeklik kullanıcıya bir gözlük vasıtası ile kendisini 3 boyutlu bir sanal evrende, gerçek dünyayı birebir olarak deneyimleyebildiği bir ortam sunmaktadır. Bu teknoloji ile diş hekimliği öğrencilerine ve mezunlarına kendilerini geliştirmelerine, riskli ameliyatları öğrenebilmelerine ve evlerinden dünyanın farklı yerlerindeki ameliyathanelerine, farklı doktorlarla ameliyatlara bağlanabilmelerine VR gözlüklerle imkân sağlanmaktadır.
Hasta açısından ise VR, hastaların endişelerinin azaltılmasını sağlayarak, hekimlere daha sakin, daha rahat hastalarla çalışma imkânı verir ve operasyon süresi kısalır.
Diş hekimlerinin hastalarına yardımcı olabilmeleri için en önemli engellerden biri de mesafedir. Tele-diş hekimliği; hekimin uzak mesafede bulanan hastasına tanı ve tedavi planlaması yapabilmesidir. Özellikle kırsal bölgede hekime kolay ulaşamayan, yetersiz hizmet alan popülasyon için önemli bir model olabilir.
Bu uygulama hasta ve hekimin birbirlerini görebilecekleri, duyabilecekleri ve birbirleriyle iletişim kurabilecekleri bir video konferansı şeklinde gerçek zamanlı olabileceği gibi, diş hekimi tarafından toplanan ve saklanan klinik bilgilerin ve statik görüntülerin kayıtlarının ve konsültasyon ve tedavi planlaması içeren bilgilerin iletimini de içerebilir. Tele-diş hekimliği alanda meydana gelen tüm teknolojik gelişmelerle birlikte, hastalar sanal diş sağlığı kliniklerine bağlanabilir ve tamamen yeni bir diş hekimliği çağı yaratılabilir.